gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım
attila ilhan
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım
attila ilhan
o sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
seni görür görmez özgürlüğümden utandım
söyle ne içersin, çay mı kahve mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım.
saçların uzundu, omuzlarına akardı
gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından
onlar mı kestiler, sen mi kısalttın
gülerdin, içimize aylar doğardı
görünmez dağların arkasından
eski gülümsemeni beyhude aradım
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım.
bir çay içer misin, yoksa kahve mi
kibritim yok, demek cigaraya başladın
ellerin de titriyor, bir şeyin mi var
böyle bir kız değildin sen eskiden
sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?
kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
o sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım.
attila ilhan
bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
seni görür görmez özgürlüğümden utandım
söyle ne içersin, çay mı kahve mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım.
saçların uzundu, omuzlarına akardı
gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından
onlar mı kestiler, sen mi kısalttın
gülerdin, içimize aylar doğardı
görünmez dağların arkasından
eski gülümsemeni beyhude aradım
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım.
bir çay içer misin, yoksa kahve mi
kibritim yok, demek cigaraya başladın
ellerin de titriyor, bir şeyin mi var
böyle bir kız değildin sen eskiden
sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?
kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
o sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım.
attila ilhan
dudağında yangın varmış dediler,
tâ ezelden yayan koşarak geldim.
alev yanaklara sarmış dediler,
sevdâ seli oldum; taşarak geldim.
kapılmışım ak oduna bir kere,
katlanırım her bir cefâya, cevre
uğraya uğraya devirden devre
bütün kâinatı aşarak geldim.
yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü.
ben gönlümü sana verdim götürü.
sana meftûn olduğumdan ötürü
sarhoş oldum neyzen, coşarak geldim.
tâ ezelden yayan koşarak geldim.
alev yanaklara sarmış dediler,
sevdâ seli oldum; taşarak geldim.
kapılmışım ak oduna bir kere,
katlanırım her bir cefâya, cevre
uğraya uğraya devirden devre
bütün kâinatı aşarak geldim.
yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü.
ben gönlümü sana verdim götürü.
sana meftûn olduğumdan ötürü
sarhoş oldum neyzen, coşarak geldim.
ve selam olsun
gözlerinde doğacak sabahın ışıltılarıyla
karanlığın içinden
güzel yarınların umudunu kuşanmışlara /aram pehlivanyan
gözlerinde doğacak sabahın ışıltılarıyla
karanlığın içinden
güzel yarınların umudunu kuşanmışlara /aram pehlivanyan
"sana bir şiirler olmuş sevgilim
yüzün gözün söz içinde
hangi imla kitabına baksam
ben'den ayrı yazılıyorsun"
yüzün gözün söz içinde
hangi imla kitabına baksam
ben'den ayrı yazılıyorsun"
aldim seni ta oraya cikardim.
en tepeye.
simdi sen bana oradan bakiyorsun.
umit yasar oguzcan.
en tepeye.
simdi sen bana oradan bakiyorsun.
umit yasar oguzcan.
bu şehirde ölmek yeni bir şey değil elbet.
sanki yaşamak çok daha büyük bir marifet..
sanki yaşamak çok daha büyük bir marifet..
bir başka ülkeye, bir başka denize giderim," dedin,
"bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
- bir ceset gibi - gömülü kalbim.
aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yılı tükettiğim bu ülkede."
yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
bu şehir arkandan gelecektir. sen gene aynı sokaklarda
dolaşacaksın. aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. başka bir şey umma -
bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok.
ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.
"bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
- bir ceset gibi - gömülü kalbim.
aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yılı tükettiğim bu ülkede."
yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
bu şehir arkandan gelecektir. sen gene aynı sokaklarda
dolaşacaksın. aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. başka bir şey umma -
bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok.
ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.
----
En son TobaccosXx tarafından 06 Ara 2018 08:59 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
En son TobaccosXx tarafından 06 Ara 2018 08:59 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
geri dönen mektup
otuz beş yaş
gerçi ona şiir denmez, destan bile az kalır
gerçi ona şiir denmez, destan bile az kalır
cahit sıtkı tarancı, 6 bend boyunca ebedi sanatların kralını yapıyor, benzetmeleriyle, tespitleriyle, sunduğu bilgilerle bu kadar da olmaz dedirtiyor..
son bentteki ilk üç dizeyi görünce, aha cahit de insanmış, senin benim yazabileceğim şeylere değinmiş diyorsun sonra çıkıyor ve "bir namazlık saltanatın olacak, taht misali o musalla taşında" diyor...
ve nutkun tutuluyor..
hayatı özetleyen en iyi cümlelerden birini sona saklamış üstat...
sırf, otuz beş yaş şiiri için bile heykeli dikilmeliydi cahit sıtkı tarancı'nın...
son bentteki ilk üç dizeyi görünce, aha cahit de insanmış, senin benim yazabileceğim şeylere değinmiş diyorsun sonra çıkıyor ve "bir namazlık saltanatın olacak, taht misali o musalla taşında" diyor...
ve nutkun tutuluyor..
hayatı özetleyen en iyi cümlelerden birini sona saklamış üstat...
sırf, otuz beş yaş şiiri için bile heykeli dikilmeliydi cahit sıtkı tarancı'nın...
yalnız kalmaktan daha kötü
şeyler de vardır hayatta,
ama genellikle
bir ömür alır bunun
farkına varmak,
o zaman da
çok geçtir,
ve çok geçten
daha kötü
bir şey yoktur
hayatta.
charles bukowski
şeyler de vardır hayatta,
ama genellikle
bir ömür alır bunun
farkına varmak,
o zaman da
çok geçtir,
ve çok geçten
daha kötü
bir şey yoktur
hayatta.
charles bukowski
orhan veli’ den anlatamiyorum
kucuklukten beri ezbere bilir severim
kucuklukten beri ezbere bilir severim
beni öp sonra doğur beni